Biyobozunur Mikroplastikler Başlangıçta Düşünüldüğü Kadar Sürdürülebilir Değil

Biyobozunur mikroplastikler (BMPs) mikroorganizmalar, enzimler veya diğer doğal süreçler aracılığıyla geleneksel plastiklere göre daha hızlı çözünmesi için tasarlanmış mikroplastiklerin bir alt kümesidir.

Bu malzemeler genellikle bitkisel nişasta, polilaktik asit (PLA) ve polihidroksialkanoatlar (PHA) gibi doğal kaynaklardan veya belirli çevresel koşullar altında daha fazla bozunabilir hale getirilmiş sentetik malzemelerden türetilmektedir.

Ama gerçekten mi sustainable ürün mü? Biyobozunur plastikler çevre dostu bir alternatif gibi görünse de, mikroplastiklere dönüşmeleri toprak ve bitki sağlığı için önemli riskler taşır ve potansiyel olarak geleneksel plastiklerden daha zararlı hale gelebilir. New Scientist’te yeni bir makale diyor.

Ama önce bu BMP’lerin nerede kullanıldığına bakalım.

Biyobozunur Mikroplastiklerin Kullanım Alanları:

  1. Tarım: BMP’ler, yabani otları kontrol ederek, toprak nemini koruyarak ve erozyonu azaltarak toprak sağlığını ve mahsul verimliliğini artırmak için tarımsal filmler ve örtülerde kullanılmaktadır. Biyobozunur doğaları, çıkartma ve bertaraf ihtiyacını ortadan kaldırmayı amaçlayarak çevredeki plastik atıkları azaltır.
  2. Ambalaj: Poşetler, kaplar ve ambalaj filmleri dahil olmak üzere ambalaj malzemelerinde kullanılmaktadırlar. Bu uygulama, biyobozunurluğun plastik atıkların çevresel etkisini azaltmaya yardımcı olabileceği tek kullanımlık ürünler için özellikle önemlidir.
  3. Tıbbi ve Farmasötik Uygulamalar: Tıbbi cihazlar, ilaç dağıtım sistemleri ve cerrahi dikişlerde kullanılmaktadır. Vücut içinde doğal olarak bozunabilme yetenekleri, onları geçici implantlar ve kontrollü ilaç salınımı sistemleri için uygun kılar.
  4. Tüketici Ürünleri: Biyobozunur mikroplastikler, tek kullanımlık çatal-kaşık, tabaklar, bardaklar ve kısa süreli kullanım için tasarlanmış diğer ürünler gibi çeşitli tüketici ürünlerinde bulunmaktadır.Bu ürünler, geleneksel plastik muadillerine kıyasla çevresel ayak izini azaltmayı hedefliyor.

Toprakta Daha Yüksek Parçacık Yoğunluğu

Despite being widely used, araştırmalar göstermiştir Biyolojik olarak parçalanabilen mikroplastiklerin (BMP’ler) çevresel kaygılar oluşturabileceğini, toprak ve bitkilere geleneksel plastiklerden daha fazla zarar verebileceğini gösteriyor. Biyolojik olarak parçalanabilen plastikler daha hızlı parçalanacak şekilde tasarlanırken, belirli koşullar altında genellikle daha hızlı mikroplastiklere dönüşürler ve bu da toprakta bu parçacıkların daha yüksek konsantrasyonuna yol açar.

BMP’ler, toprak yapısını bozarak su ve besin maddelerini tutma yeteneğini etkileyebilir, bu da bitki büyümesi için önemlidir. BMP’lerin bozunma süreci ayrıca, bu plastiklerin üretiminde kullanılan çeşitli katkı maddeleri ve kimyasalları açığa çıkarır, bu da bitkiler ve toprak mikroorganizmaları için toksik olabilir.

Ayrıca, BMP’ler kimyasal kirleticiler ve mikroorganizmalar için taşıyıcı görevi görebilir. Daha küçük boyutları ve artmış yüzey alanları nedeniyle, BMP’ler geleneksel mikroplastiklerden daha fazla kirletici adsorb edebilir ve taşıyabilir. Bu, toprakta toksik maddelerin daha fazla birikmesine yol açarak, bitki sağlığı ve toprak ekosistemleri üzerinde daha fazla etki yapabilir.

Daha Fazla Araştırma Gerekiyor

Doğal çevresel koşullar altında daha tamamen ve hızlı bir şekilde parçalanan yeni biyolojik olarak parçalanabilir plastiklerin geliştirilmesi önemli bir odak noktasıdır.Mikroplastik kirliliği riskini azaltarak, zararsız yan ürünlere dönüşen malzemeler yaratmaya yönelik araştırmalar devam ediyor.

Bir örnek, maniok (cassava) bitkisinden yapılan torbalardır; bu torbalar, çevre koşullarına bağlı olarak toprak ve su gibi doğal ortamlarda birkaç ay içinde biyolojik olarak parçalanabilir. Geleneksel biyobozunur plastiklerin doğru yönetilmediğinde bozulma sürecinde mikroplastik üretebilmesi ve daha uzun sürede parçalanmasının aksine, bu torbalar zararlı kalıntı veya mikroplastik bırakmaz.

Ek olarak, BMP’ler dahil mikroplastiklerin varlığını ve etkilerini tespit ve değerlendirmek için toprak ve su kalitesinin geliştirilmiş bir şekilde izlenmesine ihtiyaç vardır.