Yeni Araştırma, Brezilya Amazonu’ndaki Ormansızlaşmanın Yerli Koruma Alanlarında %83 Azaldığını Gösteriyor

(Foto: Foto: KAL VISUALS üzerinde Unsplash) 6.7 milyon kilometrekareyi aşan yağmur ormanı, dünyanın en büyük tropikal yağmur ormanıdır ve genellikle “Dünya’nın akciğerleri” olarak anılır. Dünya üzerindeki bilinen türlerin yaklaşık %10’una ev sahipliği yapar ve bu da onu dünyanın en biyolojik çeşitliliğe sahip bölgelerinden biri yapar. Zengin bir bitki, hayvan ve mikroorganizma çeşitliliği barındırır ve bunların birçoğu başka yerlerde bulunmaz.

Amazon, küresel su döngüsünü büyük ölçüde etkiler. Dünyanın oksijeninin önemli bir miktarını üretir ve süreci ile her gün atmosfere yaklaşık 20 milyar ton su salar. Bu nem, bölgedeki yağışlara katkıda bulunur ve hatta Kuzey Amerika ve ‘ya kadar hava durumu modellerini etkiler.

Amazon ayrıca kendi kültürü, dili ve gelenekleri olan 400’den fazla Yerli kabileye ev sahipliği yapar. Bu topluluklar yaşamlarını, ilaçlarını ve gıdalarını bu ormandan elde eder. Yerli halklar binlerce yıldır Amazon’un ekosistemleri ile bir arada yaşamakta ve yağmur ormanını korumaya yardımcı olan sürdürülebilir uygulamalar kullanmaktadırlar. Ancak, ormancılık, madencilik ve tarım gibi sürdürülebilir olmayan uygulamalar ormanın sağlığı ve uzun ömrü açısından önemli tehditler oluşturur.

Öncü bir çalışma, Johan Oldekop, Marina Schmoeller ve meslektaşları tarafından yapılan araştırma, Brezilya Amazonu’nda Yerli topluluklar tarafından korunan alanlarda ormansızlaşmanın %83’e kadar daha düşük olduğu ortaya koyuyor.

Bölge Hâlâ Yıllık 5,000 km²’den Fazla Orman Kaybediyor

Uydu görüntüleri ve Brezilya nüfus verilerini kullanan çalışma, Yerli alanlarındaki ormansızlaşmanın, korumasız alanlarla karşılaştırıldığında oldukça düşük olduğunu bulmuştur, bu da Yerli toplulukların istilaya karşı etkili bir engel olduğunu ve biyolojik çeşitliliği koruma konusunda yetkin olduklarını göstermektedir.

Brezilya Amazonu’ndaki genel ormansızlaşma oranlarında bir azalma olmasına, 2024 Nisan ayında önceki yıla göre ormansızlaşmanın %47 oranında azalmasına rağmen, bölge her yıl 5,000 km²’den fazla orman kaybetmeye devam etmektedir – bu, Büyük Londra’nın üç katı büyüklüğünde bir alan.

Çalışma ayrıca, Yerli toplulukların en düşük sosyoekonomik gelişim seviyelerine sahip olduklarını da ortaya koydu. Bu bölgelerdeki gelirler diğer alanlara kıyasla %36’ya kadar daha düşüktür ve Yerli halkın önemli bir bölümü yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Sosyoekonomik dezavantaj, son yıllarda Yerli toplulukların politik temsil gücünün artmasına rağmen devam etmektedir.

Yerli toplulukların ekonomik refahını artırmak sadece bir sosyal adalet meselesi değil, aynı zamanda çevresel bir zorunluluktur. Araştırmalar, daha yüksek sosyoekonomik gelişime sahip toplulukların gelişme karşılığında ormansızlaşma olasılığının daha düşük olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, Yerli toplulukları ekonomik olarak güçlendirmek, çevresel sürdürülebilirliği sağlamaya yardımcı olabilir.

Amazon, kereste, tıbbi bitkiler ve fındık gibi yiyecek ürünleri dahil birçok kaynak sunmaktadır. Ayrıca ekoturizm ve sürdürülebilir orman ürünlerinin toplanması yoluyla sürdürülebilir ekonomik gelişim potansiyeline sahiptir.

Küresel ve Ulusal Taahhütler ve Zorluklar

2022 yılında, küresel hükümetler 2030 yılına kadar gezegenin yüzeyinin %30’unu koruma sözü verdiler ve ormansızlaşma eğilimlerini tersine çevirmek için önemli koruma çabaları gerektiğini kabul ettiler. 2021 COP26 zirvesinde, hükümetler ve hayırsever kuruluşlar, ormanları ve Yerli toplulukları desteklemek için önemli destek sözü verdiler, seslerini ve taahhütlerini atalarına ait topraklara dönmek için yükselttiler.

Bu çabalara rağmen, ormanlar madencilik ve tarımsal iş gibi çeşitli çıkar gruplarının tehdidi altında kalmaya devam etmektedir. Brezilya Yüksek Mahkemesi şu anda “Marco Temporal” çerçevesini, Yerli arazi taleplerini 5 Ekim 1988’den önce işgal edilmiş alanlarla sınırlayabilecek bir çerçeveyi tartışmaktadır. Bu yasal savaş, Yerli toprak hakları ve koruma çabaları açısından önemli zorluklar ortaya koymaktadır.

Çalışma, orman korunmasının Yerli nüfuslar üzerinde ekonomik zorluklar oluşturmaması gerektiğini söyleyerek sona eriyor. Atalarına ait topraklara erişimin ve gelişim fırsatlarının sağlanması, hem insanlar hem de çevre için sürdürülebilir sonuçlar elde etmek açısından çok önemlidir.