Mali Bağımsızlıkta Cinsiyet Eşitsizliği Nasıl Önlenir?

Dikkate değer ilerlemelere rağmen, mali bağımsızlıkta cinsiyet eşitsizliği, AB’de gerçek cinsiyet eşitliğine ulaşmak için önemli bir engel olarak kalmaya devam ediyor. Avrupa Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü (EIGE), erkekler ve kadınlar arasında gelir, servet ve mali güçte önemli farklılıkları saptamıştır; bu da birçok kadın için mali bağımsızlığın erişilemez olmasına neden oluyor. Bu eşitsizlik, karar verme özerkliklerini, ekonomik istikrarlarını ve ekonomik şiddete karşı kırılganlıklarını etkiliyor.

Raporu inceleyip hangi temel sorunların belirlendiğini ve hangi politika çözümlerinin uygulanması gerektiğini kontrol ettik.

Mali Bağımsızlıkta Cinsiyet Eşitsizliği ile İlgili Temel Sorunlar

Mali bağımsızlıkta cinsiyet eşitsizliği, kadınların ekonomik güvenliğini, karar verme gücünü ve genel özerkliğini etkileyen karmaşık bir sorun olarak kalmaya devam ediyor. Avrupa Birliği’nde, gelir, servet birikimi ve mali karar verme yetkisinde büyük boşluklar mevcut olup, bunlar kadınların gerçek ekonomik bağımsızlığa ulaşma yeteneklerini sınırlıyor.

Bu dengesizlik, eşit olmayan maaşlar, sınırlı servet oluşturma fırsatları ve finansal hizmetlere erişimdeki önyargılar gibi sistemik engellerle daha da kötüleşiyor. Ayrıca, birçok kadın mali bağımlılığın içine sıkışıp kaldığından dolayı, ekonomik şiddete karşı daha savunmasızdır.

Rapor, 4 temel sorunu saptamıştır:

  1. Sürekli Gelir Farkları
    AB’deki kadınlar, erkeklere kıyasla belirgin gelir eşitsizlikleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Cinsiyet maaş farkı 2021 itibarıyla %12,7 iken, çalışma saatleri ve istihdam oranlarını da düşünen genel kazanç farkı %36,2’ye çıkmaktadır. Bu durum, kadınların uzun vadeli ekonomik güvenliğini etkileyen, hatta %26 olarak görülen emeklilik farklarına kadar uzanmaktadır. Ayrıca, birlikte olduğu kişilerden daha az kazanan kadınların önemli bir bölümü, bu durumun onları hane halkı içindeki pazarlık güçlerini ve karar verme etkilerini azaltacağına inanmaktadır.
  2. Servet Eşitsizlikleri
    Veriler, AB’de kadınların servetinin, erkeklerin servetinin ortalama yalnızca %62’si olduğunu göstermektedir. Çocuklu haneler ve yaşla birlikte daha fazla açılan bu farklar, kadınları günlük masraflardan daha fazla sorumlu yaparken, stratejik finansal kararlara daha az dahil olmaları ile sonuçlanmaktadır. Bu durum, onların hisseler ve işletme sahipliği gibi servet üreten varlıklara erişimini sınırlandırmaktadır. Kadınlar, finansal hizmet erişiminde ek önyargılarla karşılaşmaktadır.
  3. Mali Bağımlılık ve Ekonomik Şiddet
    Ekonomik bağımlılık, kadınları mali kaynaklar üzerinde kontrol uygulayan ekonomik şiddetin yönelimine daha savunmasız hale getirir. AB kadınlarının yaklaşık %12’si partnerleri tarafından mali kontrol veya sabotaj yaşadıklarını bildirmektedir, bu durum ayrıldıktan sonra bile gelecek mali bağımsızlıklara ulaşmalarını engellemektedir.
  4. Veri Sınırlamaları
    Cinsiyete dayalı ekonomik eşitsizliklerin doğru değerlendirilmesi, bireysel düzeyde gelir, servet ve harcamalarla ilgili sınırlı veriyle engellenmektedir. Mevcut metriklerin birçoğu, hane halkı içinde eşit gelir paylaşımı varsayarak, kadınlar arasındaki yoksulluk ve mahrumiyet riskini hafif hafife almaktadır.

Mali Bağımsızlıkta Cinsiyet Eşitsizliğini Önlemek İçin Önerilen Çözümler

Rapor, kadınların mali bağımsızlık kazanmasını engelleyen bu sorunu çözmek için 5 spesifik politika çözümü sunmaktadır:

  1. Mali Bağımsızlığı Tanımlamak ve Ölçmek
    EIGE, gelirin ötesine geçen, servet, güç ve kontrolü de dikkate alan çok boyutlu bir çerçeveyi önermektedir. AB Üye Devletleri arasında standart göstergelerin oluşturulması ve rutin, ayrıştırılmış veri toplanması, cinsiyet eşitsizliklerinin derinliğini ortaya koyabilir ve hedeflenmiş politikalar oluşturabilir.
  2. Cinsiyet Duyarlılığına Sahip Vergi ve Sosyal Yardım Reformları
    AB vergi ve sosyal yardım sistemlerindeki ayarlamalar, özellikle çocuk bakım masrafları ve birleştirilmiş vergi yapılarına bağlı olarak istihdamdan caydırılan (çoğunlukla kadın) ikinci kazananlar için mali bağımsızlığı teşvik edebilir. Gelir dağılımına odaklanan reformlar, sosyal transferlerin güçlendirilmesi ve ikinci kazananlar için teşvik oluşturulması gibi çözümler, kadınlara daha fazla mali özerklik sağlamalıdır.
  3. Finansal Okuryazarlık ve Girişimcilik Desteğini Artırmak
    Farklı demografik gruplar arasında finansal okuryazarlığın artırılması, servet farkını kapatmaya yardımcı olabilir. Kadınları özellikle yatırım ve girişimcilik gibi alanlarda hedefleyen programlar, onları finansal sistemleri etkin bir şekilde yönlendirme konusunda donatabilir. Kadınları iş dünyası ve serbest çalışma konularında teşvik etmek, kamu-özel ortaklıklar ve uygun kredi koşulları ile de hayati önem taşımaktadır.
  4. Ücretsiz Bakım İşlerinde Cinsiyet Eşitsizliklerini Ele Almak
    Ücretsiz bakım işleri, kadınların mali bağımsızlıklarını orantısız bir şekilde etkiliyor. AB girişimleri, uygun fiyatlı çocuk bakımı ve yaşlı bakım hizmetleri gibi, bu durumun çözümünde kritik bir önemi vardır. Standartlaştırılmış ücretli izin ve esnek çalışma politikaları da, bakım sorumluluklarının kadınların ekonomik katılımını engellememesini sağlayabilir.
  5. Ekonomik Şiddeti Önlemek
    AB genelinde ekonomik şiddeti tanımlamak ve önlemek için yasal standartlar oluşturmak kritik önemdedir. EIGE, mali suistimalden etkilenen kadınlar için artan kaynaklar ve destek sistemleri önerirken, ekonomik kontrol ve ev içi ilişkilerle ilgili toplumsal normları yeniden tanımlamak için de farkındalık kampanyaları yapılması gerektiğini savunuyor.

AB’de Sosyal ve Ekonomik Eşitliğe Doğru Temel Bir Adım

Mali bağımsızlıkta cinsiyet eşitliği, AB’de daha geniş sosyal ve ekonomik eşitliğe doğru temel bir adımı temsil eder. Kadınların mali özerkliğine yönelik çok yönlü engellerin -gelir ve servet boşlukları, bakım görevleri ve mali suistimal gibi- koordine edilen politika eylemleri, kamu farkındalığı ve sağlam veri toplama yoluyla ele alınması gerekir.

EIGE’nin önerilerini uygulayarak, AB kurumları ve Üye Devletler eşit mali bağımsızlığa doğru bir yol açabilir ve ekonomik kararların cinsiyetten bağımsız olarak herkese eşit derecede erişilebilir olduğu bir toplum oluşturabilir.