Tokyo’nun Altında: İklim Değişikliğiyle Mücadele Eden Dev Yeraltı Sistemi

Tokyo merkezli yer altı sel savunma sistemi, Bölge Dış Alan Yeraltı Deşarj Kanalı, şehirde artan yağışlar ve sel durumları nedeniyle koruma sağlamak amacıyla tasarlanmış anıtsal bir mühendislik projesidir. Bu projeye, geniş ve mağara benzeri yapısı nedeniyle “katedral” denir ve fazla suyu nehirler ve sağanak yağışlardan uzaklaştıran büyük tüneller ve silolardan oluşur.

2006 yılında tamamlanan sistem, şimdiye kadar birçok sel felaketini önledi, milyarlarca lira zararı önledi ve daha sık ve yoğun yağış olaylarını yönetebilmek için geliştirilmeye devam ediyor.

İklim Değişikliği ve Sel Riskleriyle Mücadele

Tokyo, coğrafyası ve yoğun şehir altyapısı nedeniyle uzun süredir sel tehdidi altında. Küresel sıcaklıklar yükseldikçe, fırtınalar daha şiddetli hale gelerek öngörülemeyen ve yoğun “gerilla sağanakları” ile sonuçlanıyor. Bu kısa ama güçlü fırtınalar, drenaj sistemlerini hızla aşırı yükleyebiliyor ve Tokyo’nun bu dev yer altı ağını geliştirmesine neden oluyor.

Tasarım ve İşlevsellik

Kanal, kuzey banliyölerinin altına yerleştirilmiş bir mimari şaheserdir. Her biri yaklaşık 70 metre derinliğinde beş büyük siloya ve 6,3 kilometre boyunca uzanan bir yer altı tünel ağına sahiptir. Bu yapılar, milyonlarca metreküp suyu geçici olarak tutarak, suyun güvenli bir şekilde Edo Nehri’ne pompalanmasını sağlar. Tüneller çeşitli nehirler ve drenaj sistemleriyle bağlıdır, yağmur suyu ve sel sularını etkili bir şekilde aşırı hava olayları sırasında yönlendirir.

Tokyo’daki Bölge Dış Alan Yeraltı Deşarj Kanalı, bir seferde 670.000 metreküp su depolayabilir bir seferde.

Büyüyen Zorluklar İçin Gelecek İyileştirmeler

İklim değişikliği ilerledikçe, Tokyo’nun sel yönetim sistemleri üzerindeki baskı artıyor. Şehir, savunmalarını güçlendirmeye yatırım yapmaya devam ediyor. Örneğin, bentlerin güçlendirilmesi ve drenaj altyapısının yükseltilmesi projeleri devam ediyor ve yakın zamanda 37,3 milyar yenlik bir girişim, şehrin gelecekteki hava durumu kalıplarına karşı dirençli kalmasını sağlamayı hedefliyor.

Bu proaktif yaklaşımla, Tokyo, iklim değişikliği karşısında kentsel sel yönetimi için küresel bir model olarak konumlanıyor, vatandaşlarını ve ekonomisini artan çevresel risklere karşı korumak için hem teknolojik yenilik hem de mühendislik kullanıyor.

Ve Dünyanın Geri Kalanında?

Dünyanın başka yerlerinde de büyük yer altı sel kontrol sistemleri bulunmasına rağmen, Tokyo’nunki en büyüklerinden biridir. Örneğin:

  1. SMART Tüneli (Malezya): Kuala Lumpur’un Fırtına Suyu Yönetimi ve Yol Tüneli, çift amaçlı bir sistemdir. Yoğun yağışlar sırasında fırtına suyu kanalı olarak işlev görürken, normal şartlarda trafik için de bir yol olarak hizmet verir.
  2. Thames Barajı (Birleşik Krallık): Yeraltında olmamakla birlikte, Londra’daki Thames Nehri üzerindeki bu sel kontrol yapısı, şehri gelgit dalgaları ve yükselen deniz seviyelerinden koruyan hayati bir sistemdir.
  3. Cheonggyecheon Akıntısı Restorasyonu (Güney Kore): Bu kentsel yenileme projesi, Seul’de yağmur suyunu yönlendiren sel önleyici bir yer altı su yönetim sistemi içerir ve şehrin peyzajına bir kamu parkı entegrasyonu sağlar.

Türkiye’nin de önemli sel kontrol altyapıları var, ancak Tokyo’nunki kadar büyük yer altı sel tünelleri yok. Ancak İstanbul, özellikle 2009’daki şiddetli sellerden sonra sel risklerini yönetmek için çeşitli projeler uygulamıştır. Şehir, drenaj sistemlerini iyileştirmiş ve yoğun yağışlar sırasında fazla suyu depolamak için yer altı rezervuarları inşa etmiştir.

Ayrıca, Türk hükümeti, iklimle ilgili artan risklerden korunmak için su yönetimi ve sel savunma sistemlerine yatırım yapmaya devam ediyor, İstanbul ve Ankara gibi şehirlerde hem altyapının modernizasyonuna hem de doğal su tutma stratejilerine odaklanıyor.